📎 Latincede badem anlamına gelen amigdala, en ilkel haliyle amfibilerde görülen ve tek görevi buruna gelen kokuyu iletmek olan beyinin bir bölümüydü. Beynin gelişmesiyle birlikte, beynimizin kara kutusu olan amigdala daha farklı özellikler de edinmiştir.

Amigdala, yaşadığımız duygusal olayları, korkularımızı ve kaygılarımızı depolar. Kısaca, duygusal olaylarla ilgili hafızamızı oluşturur ve kaydeder. İnsanlar, diğer canlılara oranla daha büyük bir amigdalaya sahiptir.
Amigdala hasarlarında sosyal ve duygusal bozukluklar oluştuğu da gözlemlenmiştir. Bu hasarı yaşayan canlılarda korkusuzluk, duygu azalması, sosyal olaylarda yetersizlik ve acılara karşı duyarsızlık görülür.

Duygusal bilgiyi kısa veya uzun yoldan alan amigdalanın kısa yolu, tüm duyuların beyne ulaşmadan önce talamusa ulaşıp buradan direkt amigdalaya gitmesidir. Bu, önce tüylerimizin diken diken olup sonra da korkuyu algılama nedenimizdir. İkinci yol ise, uzun yoldur. Burada bilgi, talamustan çıkarak önce prefrontal kortekse gelir ve burada anlamlandırılır. Bu değerlendirilmede tehdit algılanması durumunda amigdalaya haber verilir ve uygun bir tepki oluşması sağlanır. Bu uzun yolla tehdidin farkına varır ve heyecanlandığımızı anlarız.
Amigdala, prefrontal korteksten sinyal alır. Bu durumu biraz daha açarsak, prefrontal korteks, ilk verilen refleksten sonra var olan tehlikeden nasıl kurtulacağımızı planlamamız gerektiğinde çalışır. Kısacası, bütün kaynaklardan gelen bilgilerin düzenlenip birleştiğinde ortaya çıkacak davranışın kararının verildiği yerdir.

Prefrontal korteks, beynin insana özgü bölümüdür. Sosyal beceriler, duyguların düzenlenmesi, mantık, problem çözme ve empati gibi alanlarla ilgilidir kısacası bilişsel komplike davranışlarını planlar. Prefrontal korteks, insanda diğer canlılara oranla daha büyüktür, bu yapı beynin en geç gelişen bölgesidir.
Amigdala doğum sırasında tamamen gelişmiş beyin yapısıyken, prefrontal korkteks yetişkin oluncaya kadar olgunlaşmaya devam eder. Çocuklar ve ergenler bu yüzden karar vermekte daha çok sıkıntı yaşarlar.
Kısa süreli hafızayı uzun süreli hafızaya aktaran hipokampus isimli limbik sistem bölgesinin de amigdalayla ilişkisi bulunmaktadır. Hipokampus daha çok bilgileri net bir şekilde içinde duygu bulundurmadan hatırlatırken, amigdala duygusal hafıza sistemidir. Bu yüzden de duygularla iletişim kurarak hatırlatmalar yapar. Yani bir şeyi bilip bilmediğimizi hipokampusla, onu sevip sevmediğinizi de amigdala yoluyla hatırlarız.

Amigdalanın bir diğer bilinen özelliği ise, korkularımızın kaynağı oluşudur. Geçmişte yaşadığımız korkulu bir anı tekrar yaşadığımızda gelen endişe ve tedirginlik amigdala kaynaklıdır.
Amigdalanın gelişiminden önceki tek görevi kokuyu iletmekti. Tanıdığımız bir koku duyduğumuzda beynimiz bize aylar hatta yıllar önceki anımızı hatırlattığını fark ederiz. Mesela; yanımızdan geçen herhangi birinin kokusu bize geçmişten birini hatırlatabileceği gibi, fırının önünden geçerken aldığımız koku annemizin kurabiyelerini ya da şehirde dolaşırken aldığımız bir koku ise; bize arkadaşlarımızla yaşadığımız bir anı hatırlatabilir.

Beynimiz, nasıl yıllar önce yaşadığımız bir anı, anlık bir kokuyla önümüze serebiliyor? Burnumuz kokuyu aldığında, kokuyu talamusa uğramadan koku soğanına iletir (bu durum yalnızca koku duyusu için geçerlidir). Koku soğanı ise, amigdala ve hipokamus ile doğrudan bağlantılı olduğundan duygusal hafızamızı daha fazla tetikler ve anıları açığa çıkartır. Kokunun hafızayla bağlantısının diğer duyulara oranla daha güçlü olmasının nedeni de bu durumdan kaynaklanmaktadır.
Bu yazımızda Amigdala nedir ? sorusuna yanıt vermeye çalıştık bir başka yazıda görüşmek dileğiyle :)
Yorum Gönder