
📎 Günümüzde bilgisayar ve cep telefonlarının gelişmesi ve yaygın kullanışı, Dünyada oluşan bütün gelişmelere internet aracılığıyla anında ulaşmamızı sağlamaktadır. Her yaştan insan, interneti ve sosyal medyayı kolayca kullanarak, her an diğer insanlardan gelen paylaşımları takip etmekte, yorum yazmakta ve karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmaktadır. Üstelik bu karşılıklı iletişimler saniyeler içerisinde gerçekleşmektedir.
İnsanların internet aracılığıyla kolayca bilgiye ulaşmaları ve birbirleriyle hızlı şekilde etkileşime geçebiliyor olmaları önemli avantajlar sağlarken, Dünya gündeminin akışkanlığı, sosyal çevremizin sürekli paylaşım yapıyor olması ve bunların ulaşılabilir olması, insanların, gelişmeleri takip etme arzusunu yoğun biçimde tetiklemekte ve sosyal medyadaki gelişmeleri kaçırmamak için gün boyunca bilgisayar, tablet ve cep telefonlarında vakit geçirmek zorunda olduklarını hissettirmektedir.
İnsanların sosyal ağlardaki gelişmeleri kaçırma korkusunu ve bağlantıda kalma isteğini, Oxford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Andrew K. Przybylski ve arkadaşları 2013 yılında yazmış oldukları makalede “Fear of Missing Out (FOMO)” olarak isimlendirmişlerdir.

FOMO Nedir?
FOMO (Fear of Missing Out) günümüzün yeni hastalıklarından birisidir. Kısaca, gelişmeleri takip edememe kaygısı ve gelişmeleri kaçırma korkusu olarak bilinir. Birey herhangi bir gelişmeyi takip etmemenin kendisi için bir eksiklik olduğunu düşünür. Sosyal medyada arkadaşlarının durumlarından haberdar olma isteğine karşı koyamama ve durumları sürekli takip etme isteğinde olma halidir.
Artık internetin elimizin altında ve çok kolay ulaşılabilir olmasından dolayı her şeyi takip etmek için kişiler kendilerini oradan oraya atıyor. Yolda yürürken, otobüste giderken, arkadaşlarla birlikteyken sürekli, başka gelişmeleri kontrol etme ihtiyacı duyuyorlar.

Gelişen sosyal medya, insanların hayatında sanal dünyaların oluşmasına neden oldu, sanal dünyalar ise insanları sahte bir sosyalliğin içine soktu. Bu yüzden sosyal medya, psikolojik sorunlara ve çeşitli hastalıklara yol açtı. Kullanıcıların bir kısmı, gündemi kaçırma korkusu nedeniyle sürekli sosyal medyada kalıyor, "ya online değilken bir şey kaçırırsam" endişesi yaşıyor.
FOMO’ya yalnızca sosyal medya değil, internet üzerinden yapılan birçok şey de neden oluyor. Dünyadaki gelişmelerin sürekli ve sınırsız olması, bu gelişmelerle ilgili tüm bilgilerin doğruluğu veya yanlışlığı denetlenmeden sosyal ağlarda yer alıyor olması, insanların gelişmelerle ilgili gerçek bilgilere ulaşmasını ve bilgileri doğru şekilde özümsemesini zorlaştırarak zamanının büyük çoğunluğunu internette harcamasına neden oluyor.
Bireylerin harcadıkları zaman arttıkça da ulaştıkları bilgi artıyor ve kendileri de bilgilere eklemeler yapıyor ve zaten var olan bilgi kirliliği çığ etkisiyle büyüyor. Bireylerin yeni eklenen bilgileri de kaçırmamak için her fırsatta bu bilgilerin paylaşıldığı ortamlara ulaşmak istemeleriyle de bu durum kendi kendini besleyen bir kısır döngü haline geliyor.

Amerikan Psikiyatri Birliği‘nin FOMO ile ilgili yaptığı araştırma çarpıcı sonuçları ortaya koydu. Sosyal medya kullanan 11-55 yaş grubu arasındaki 1.200 kişi üzerinde gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, kullanıcıların %40‘ı bir şeyleri kaçırdığını düşünerek sürekli sosyal medya kullanma ihtiyacı hissediyor. Uzmanlar çağın hastalığı olarak gördükleri FOMO’nun gün geçtikçe arttığına dikkat çekerek, insanları bilinçlendirilmesi ve bazı önlemlerin alınması gerektiğini belirttiler.
FOMO’nun nedenleri arasında gelişen sosyal medya hesaplarının hayatımızın bir parçası haline gelmesi ve bunlara erişmemizin çok kolay olması gösterilebilir. FOMO’nun belirtileri; sürekli sosyal medyaya girme isteği, sürekli paylaşım yapma isteği, sürekli bir sürü kişiyi, sayfayı veya grubu takip etme isteği ve günde 2 saatten fazla sosyal medyada vakit geçirmektir. Kişi eğer bu belirtileri gösteriyorsa FOMO'ya yakalanmış olması muhtemeldir.

FOMO'nun Zararları
FOMO yüzünden sergilenen tavırlar, bağımlılıktan dolayı gösterilen kriterlerle yüksek oranda uyuşmaktadır. Madde bağımlılığında görülen tolerans geliştirme (doz artırma), yoksunluk gösterme, düşündüğünden daha fazla maruz kalma, sosyal, kültürel ve kişisel etkinliklerin azalması, fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlarla karşılaşma gibi göstergeler, FOMO’ya bağlı davranışlarda da karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla, FOMO ile internet ve sosyal medya bağımlısı bireyler haline dönüşüyoruz.
FOMO’ya bağlı olarak uyku ve yeme bozuklukları, odaklanma sorunu, plan-program yapamama, anksiyete, mutsuzluk, umutsuzluk, sosyal geri çekilme, yalnız hissetmek, özgüven kaybı, ilişkilerde sorun yaşama ve depresyon gibi pek çok olumsuz etkiden bahsetmek de mümkün. Kişi, bilinç kontrolünü (diğer bağımlılıklarda olduğu gibi) yitirdiği için doğru karar verme ve doğru olanı yapma gibi muhakemeye ve iradeye dayalı yetkinliklerini de kaybedebiliyor.

Pazarlamada FOMO Etkisi
FOMO'nun bireylere olan zararı yalnızca psikolojik olmakla kalmamakta, ekonomik açıdan da bireyleri tehdit eden bir problem haline gelmiş durumdadır. FOMO etkisiyle, gelişmeleri takip etmek için internette ve sosyal medyada geçirilen sürenin artışıyla birlikte bireylerin, bu platformların ürün yerleştirmelerine ve reklamlarına maruz kalma süreleri de artmaktadır.
Ürün yerleştirmelere ve yeni akımlara maruz kalan bireyler, güncelliği ve yeni trendleri kaçırmamak için daha fazla harcama yapmaya yönelebilirler. Dolayısıyla geride kalmamak ve güncel olanı kaçırmamak adına daha fazla vakit ve para harcamanın gerekli olduğunu empoze etmek için, bir pazarlama stratejisi olarak FOMO'nun yaygınlığı bilinçli olarak artırılmaya çalışılıyor olabilir (X ürünüyle bir adım önde olun, X ürünüyle geride kalmayın, X ürününü kullanın ve hayatı yakalayın...)

FOMO'yla Mücadele
Sosyal medyada gezinirken kişiler kendilerine sanal bir, "andayım" algısı yaratırlar. Bu durum, kontrol altına alınmadığı takdirde, "sanal anda" kaybolmaya neden olabilir ve gerçek anlamda "anda" olmaya ve anı tecrübe etmeye engel olabilir. Ancak bu demek değildir ki FOMO'ya yakalanmamak için kendi kabuğumuza çekilelim, iletişim kurmamızı ve bilgi edinmemizi sağlayan bütün teknolojik imkanları hiçe sayıp bir kenara atalım.
Hem gelişmeleri takip edip hem sosyal ağlarda sevdiklerimizle iletişim kurup hem de FOMO'ya yakalanmamak mümkün. Bunun için zamanı kontrollü kullanmak ve planlı yaşamak büyük önem taşımaktadır. Sosyal medyada kalma süresinin kademeli olarak azaltılması, sorunu ortadan kaldırmak için faydalı olacaktır. Burada sürenin kademeli olarak azaltılması çok önemli bir noktadır çünkü eğer birden bırakılmaya çalışılırsa bir anda sosyal medyadaki bütün gelişmeleri kaçırdığı gerekçesiyle, kişide sosyal medya hesaplarını daha sık kontrol etme isteği uyanabilir. Bu durum, FOMO hastalığını yok etmek yerine pekiştirebilir.

Sosyal (sanal) çevrenizden bağımsız olarak gerçekleşen, dünyadaki diğer gelişmeleri de, doğru-yanlış fark etmeksizin her taraftan bilgi yağan platformlardan takip etmek yerine, bu gelişmeleri rafine bir şekilde önünüze sunacak birkaç tane güvenilir kaynak edinip oradan takip etmek (planlamış olduğunuz zaman içerisinde) bilgi kirliliğine daha az maruz kalmanızı ve zamandan tasarruf etmenizi sağlayacaktır.
Tasarruf etmiş olduğunuz zamanda günlük olarak yürüyüşe çıkabilir veya kendinize çeşitli uğraşlar edinebilirsiniz (örn. ilgi duyduğunuz bir ülkenin kültürü ve tarihiyle ilgili araştırma yapmak, aylık okuma veya film listesi oluşturup bunlarla ilgilenmek vb.) Bununla birlikte edindiğiniz bilgiler ve fikirler doğrultusunda kendiniz bir şeyler üretmeyi deneyerek sürekli tüketen birey konumundan kısmen de olsa uzaklaşabilmek için bir adım atabilirsiniz...
Yorum Gönder