Kaçırılan Miras: Bergama Sunağı

 📎 Nedense eski eserlere olan ilgimiz ancak bu eserlerin yabancılar tarafından yurt dışına çıkarılma nedenlerini irdelerken pek kabarır. Bu eserlere karşı gerçek ilgimiz ise bulunduğumuz illerdeki müzeleri ziyaret etme oranına bakarsak yok denecek kadar azdır.

İşte yabancılar tarafından kestirilip parçalara ayrılarak, deniz yoluyla Almanya’ya (Prusya) kaçırılan önemli bir eser: Bergama Sunağı

Makedonyalı İskender’in ölümü üzerine, generalleri tarafından kurulan devletlerden birisi olan Bergama Krallığı, 150 yıllık yaşamı boyunca dönemin en büyük kültür merkezlerinden biri haline gelmesiyle önem kazanır.

MÖ.2. yüzyılda Kral II. Eumenes; Avrupa’dan Anadolu'ya giren ve birçok yeri yakıp-yıkan Galatlara karşı büyük bir zafer kazanınca zaferin anımsanması ve Zeus-Athena gibi tanrılara olan bağlılıklarının ifadesi olarak, büyük bir dini anıt yaptırmaya karar verir ve Pergamonlu & Atinalı sanatçılar tarafından Marmara bölgesinin mermerleri şekillendirilerek muhteşem bir dini anıt olan Bergama Sunağı inşa edilir.

Bergama Sunağı - Berlin Müzesi

Kare şeklindeki anıt, at nalı (U) şeklinde merdivenli bir podyum üzerine yerleştirilir. Sunak, çok uzaklardan görülebilecek şekilde tasarlanmış ve dış yüzeyi, açık mavi renkte bir boya ile boyanmıştır ancak anıtın en büyük özelliği, dış ve iç mekanlardaki mermer frizlerin güzelliğidir. Bu bölümdeki frizlerde Olimpos tanrıları ve Gigantlar (devler) arasındaki mücadeleler betimlenmiştir.

Yeryüzünü simgeleyen ana tanrıça Gaia'nın çocukları olan Gigantlar, aslan ya da boğa başlı ve yılan kuyruklu yaratıklardır. Gigantlar, Tanrıların egemenliklerini yok etmeye çalışmaları ve biçimsiz şekilleriyle tanınırlar. Mitolojiye göre Zeus, kardeşleri olan Titanları yeraltı dünyasına kapatır.

Buna kızan Gigantlar da yeryüzüne çıkarak, mitolojik tanrılara saldırırlar ancak bu saldırı sonucunda yenilirler. Frizlerdeki bu savaş sahnesi, bir anlamda da Pergamonluların, Galatlarla olan savaşlarını ve zaferlerini simgelemektedir.

Sunağın üzerindeki betimlemelerde Gigantlar ile birlikte, insan şeklinde, bilge ve soylu yaratıklar olarak tanımlanan Olimpos tanrılarından Zeus, Athena, Apollon, Artemis ve ismi bilinmeyen başka tanrılar da tasvir edilmiştir.

Merdivenlerden çıkılarak, anıtın içine girildiğinde ise kapalı bir avluya ulaşılır. Bu kapalı avlunun içinde kurbanların kesildiği yani altar-sunak denilen alan bulunur. Anıtın iç bölümünde ise, Pergamon şehrinin kuruluşuna ait figürleri yani Telefos efsanesinin tasvir edildiği figürler bulunmaktadır.

Helenistik dönem heykel ve süsleme sanatının zirve noktalarını göstermesi açısından büyük önem taşıyan Bergama Sunağı'nın yapılışından yüzyıllar sonra (1870 yılında) İzmir-Aydın karayolunu yapan Alman yol mühendisi Carl Human, yol yapımı için taş arama çalışmalarını sürdürürken, bu bölgede, tepedeki kalıntılar arasında çok sayıda taş bulunduğunu, bu taşların zaten kireç yapımında kullanıldığını yani eritildiğini ve bu taşların yani heykel parçalarının, özellikle geceleri inleyip ağladıkları hakkında bir duyum alır.

Bunun üzerine Carl Human, Akropolis tepesine çıkar ve burada, yüzlerinde abartılı duyguların ifade edildiği muhteşem heykelleri görür heykellerin etkisinde kalan Human, bir anda kendisini arkeolog gibi hisseder ve kazı çalışmalarını başlatır.

Bu antik şehir bölgesinde dağınık haldeki birçok taş kalıntının yanındaki Bergama Sunağı Carl Human'ın ilgisini çeker. Bunun üzerine Carl Human, Zeus sunağı olarak da adlandırılan antik döneme ait dini yapıyı özenle kestirir ve numaralandırarak paketletir.

1886 yılına kadar, yani 15 yıllık süreç boyunca devam eden çalışmada katırlar ve develerle taşınıp paketlenen bu taşlar, Akropol şehrinden aşağıya indirilir ve oradan mandalar tarafından çekilen kağnılarla Çandarlı Limanına oradan da İzmir Limanına götürülerek daha büyük gemilere yüklenerek Kuzey Denizindeki Limanların yolunu tutar. Limana ulaşan parçalar, demiryolu ile Berlin şehrine taşınarak (kaçırılarak) yolculuğunu tamamlar.

Sunağın Çıkarıldığı Yer - Bergama/İzmir

Yöre halkının, dini inançlarından dolayı anıtı kentlerinde istemedikleri ve sunağa zarar verdikleri söylenmekte aynı zamanda dönemin padişahı, Sultan II. Abdülhamid'in küçük bir yardım karşılığında, anıtın yurt dışına götürülmesine izin verdiği söylentileri de söz konusudur.

Ancak hiçbir mazeret veya özel durum bu muhteşem anıtın, binlerce yıl bulunduğu bölgeden sökülerek, başka bir ülkeye götürülmesine neden olamaz diye düşünmemek elde değildir.

Bergama Sunağı, günümüzde Berlin Müzesi'nin, Pergamon Bölümünde sergilenmekte ve her yıl, yaklaşık 1 milyondan fazla ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.

Bir gün yolunuz Bergama’ya düşerse gidip bu büyük anıtın sökülüp götürüldüğü yerdeki boşluğu görebilirsiniz veya yolunuz Berlin'e düşerse Berlin Müzesi'nin Pergamon Bölümüne giderek ülkemizden çalınan bu muhteşem anıtı görüp bir zamanlar ülkemizde bulunan tarihi değerlerin yurt dışında ne şekilde değerlendirildiğini anımsayın...

Bergama Sunağı'nın Müze Görünümü (3D)

Yorumlar

Daha yeni Daha eski