Şahsiyet Dizi İncelemesi

 "Hayatını adalete adamak, şahsi bir mesele değil. Şahsiyet meselesidir." - Hakan Günday

📎 Şahsiyet için kısaca klasik Türk dizisinin normlarını yıkan ve efsane olmaya aday bir dizi diyebiliriz. Şahsiyet, senaryosunu Hakan Günday’ın yazıp, yönetmenliğini Onur Saylak’ın yaptığı; kadrosunda Haluk Bilginer, Cansu Dere, Müjde Ar, Necip Memilli ve Şebnem Bozuklu gibi birçok ünlü ismin yer aldığı 12 bölümlük, sansürsüz bir internet dizisidir.

Şahsiyet’in daha introsunu izlerken bile buram buram kalite koktuğunu hissedebiliyorsunuz. Ayrıca dizinin sanat yönetmenine de bir parantez açmak gerekir. Sanat yönetmeni dizi boyunca varlığını fazlasıyla hissettiriyor. Örneğin bir sahnede faili meçhul cinayetler hakkında konuşulurken arka planda Uğur Mumcu’nun ve Sabahattin Ali'nin fotoğraflarının olması gözümüzden kaçmıyor. Bu ve benzeri detaylar, diziyi iyi olmanın ötesine taşıyıp, unutulmayacak sanatsal bir iş haline getirmektedir.

Senaryo iki ana karakter etrafında dönüyor. Bunlar Agah Beyoğlu ve Nevra Elmas. Agah Beyoğlu, dışarıdan sevimli ve beyefendi bir imaj çiziyor olsa da aslında tersi pis olan, huysuz, geçinmesi zor ve psikolojik bunalımda olan bir adamdır. Bunlara alzheimer hastası olmasını da eklersek son derece zengin bir karakter olduğunu söyleyebiliriz.

Nevra ise cinayet büro amirliğinin gelecek vadeden, hedefleri olan, tek başına ayakları üzerinde durmak zorunda kalmış aile bağları kuvvetli olmayan bir kişi izlenimi veriyor. Geçmişte yaşadığı bir travmadan ötürü de insan ilişkilerinde çok başarılı değil. Soğuk bir mizacı var, buna rağmen son derece cesur ve inatçı.

Hikayemizin baş karakteri Agah Beyoğlu, eski bir adliye memurudur ve sahibi olduğu apartmanda yalnız başına emekli hayatı yaşamaktadır. Dışarıdan bakıldığında sıradan yaşlı bir beyefendi olarak görünen bu adam aslında yıllar boyunca taşıdığı çok büyük bir sırrın ağırlığı altında ezilmiştir.

Taşıdığı yükün ağırlığından kurtulmak ve bir nevi günah çıkartmak adına bir kaçış yolu arayan Agah, alzheimer hastası olduğunu öğrenmesiyle aradığı çıkışı da buluyor. Bu andan itibaren adeta iki farklı kişi haline gelerek bir yandan tanıdığı insanların gözündeki kimsesiz, sakin ve beyefendi imajını korumaya çalışırken bir yandan da uzun yıllardır beklediği ve planladığı cinayetleri işlemeye başlıyor.

İşi ilginç kılan nokta ise Agah'ın cinayet mahalline bıraktığı notlardır. Cinayet mahalline bırakılan notların içinde kendi adının geçmesi üzerine beklemediği bir şekilde olayların merkezine düşen polis memuru Nevra ise hem cinayeti çözmek hem de bırakılan notların arkasındaki sır perdesini aralamak için büyük bir baskı altında yoğun bir çaba sarf edecektir.

Şahsiyet, olağan hikaye akışıyla beraber toplumumuzun tüm gerçekliğini de tokat gibi yüzümüze vuruyor. Mesela Cansu Dere’nin oynadığı Nevra karakterinin iş arkadaşları tarafından cinsiyetçi saldırılara maruz kalması, mesleğini bırakma noktasına gelmesi ve o dönemde yaşadığı psikolojik sıkıntılar adeta çalışan bir Türk kadını portresini yansıtıyor.

Şahsiyet, bunun dışında toplum hafızasının yokluğunu, kendi steril ortamlarımızdan, cam fanuslarımızdan çıkıp da göremediğimiz bir dolu pisliğin nasıl suya sabuna dokunmadan yıllarca sürdürülebileceğini gösteriyor, o küçük kasaba özelinde bizleri toplumumuzun gerçekleriyle yüzleştiriyor.

Ufak tefek hataları olsa da Şahsiyet, gerçekten de her açıdan yerli yapımlarda görmeye alışık olmadığımız nitelikte bir dizi. Umarım Şahsiyet dizisi bir milat olur ve 2-3 saat uzunluğunda, dayatmalı senaryosu olan ve reyting için 40 takla atan zorlama diziler tarihe karışır, Şahsiyet gibi kaliteli yapımlar yaygınlaşır...






Yorumlar

Daha yeni Daha eski