Jül Sezar. Ünlü Galya seferi ile Roma topraklarını Atlas Okyanusu'na kadar yaklaşık 500 bin kilometrekare kadar genişletti. Halk nezdinde kahramanlaştı. Bu büyük zaferinin ertesinde, Sezar'ın artan kibrinin ve kurmak istediği garip ittifakların yaratabileceği tehlikeleri fark eden Roma Senatosu ondan lejyonlarını dağıtmayı talep etti. MÖ: 49’da Julius Caesar, Rubicon kıyısında kritik bir seçimle karşı karşıya kaldı. Galya’da kalmak, gücünü kaybetmesi demekti. Nehrin karşısına, İtalya’ya geçmek bir savaş beyanı olacaktı. Caesar savaşı seçti.
Rubicon, kuzeyde bulunan Cisalpina Galya eyaleti ve İtalyanın güneyi arasında bir sınır çizgisi olarak kabul edildiğinden kanunlarla Cumhuriyeti tehdit edebilecek askeri girişimler engellenmeye çalışılmıştır. MÖ: 49 yılında Julius Caesar ordusuyla nehri geçince bu yasağı çiğnemiş ve bir iç savaşa neden olmuştur. Tarihçi Suetonius’a göre Caesar, ālea iacta est (“ok yaydan çıktı” anlamına gelen ve harfiyen tercümesi “zarlar atıldı”) olarak bilinen ünlü sözünü bu sırada söylemiştir.
Bu tercihin sonu bir iç savaştı.

Roma’da sık sık isyan eden generalleri Roma’nın ve dolayısıyla Senato’nun uzağında tutmak için güneyde Rubicon nehri sınır olarak belirlenmişti. Generallerin bu sınırı aşmaları ve Roma’ya yaklaşmaları isyan anlamına gelirdi.
Yatağını zaman içerisinde birkaç kez değiştirdiği için Sezar’ın geçtiği orijinal nehrin nerede olduğu söylemek mümkün değildir. Ancak, Rubicon orijinal nehir yatağını değiştirdiği için bu tarihi su yolunun genellikle şimdiki Pisciatello nehri olduğu kabul edilir.
"Rubicon'u geçmek" terimi o tarihten itibaren birçok Avrupa dilinde geri dönüşü olmayan bir yola girmek anlamında kullanılır.

Roma iç Savaşının Başlaması
Pompeius’un planı doğu eyaletlerine çekilerek oralardan asker toplamak ve daha sonra Caesar’a saldırıp onu yendikten sonra Roma şehrini ve İtalya’yı geri almaktı. Senato ve Pompeius güneye Campania Bölgesi’ne çekildiler . Caesar elçi göndererek savaşa gerek olmadığını söyledi ve anlaşma teklifinde bulundu ama bu kabul edilmedi. Pompeius sırasıyla Brindisi daha sonra ise bölgeden topladığı askerler ile M.Ö. 4 Mart 49’da Adriyatik Denizi üzerinden Epirus’a geçti. Bu sırada Caesar ve ordusu Roma’ya girdiler. Caesar , Roma’da kaldı çünkü Pompeius’un İspanya’da kuvvetli bir ordusu vardı ve Caesar buna karşı kendisine Roma’da müttefik arıyordu. Bu müttefik adaylarından biri olan Cicero , Caesar’ın teklifini kabul etmedi ve gizlice doğuya Pompeius’un yanına kaçtı.

İç Savaş’ta Dönüm Noktası: Pharsalos Savaşı
Caesar, 7 Legion’u ile Adriyatik’i geçmiş 5 Ocak M.Ö. 48’de Orikan ve Apollonia’yı ele geçirdikten sonra Pompeius’un üssünün bulunduğu Dyrrhachium’un önüne geldi burada kamp kurdu. Marcus Antonius ise yeni Legionlar ile gelip Caesar’ın ordusu ile birleşmişti. Dyrrhachium şehrinde bulunan Pompeius saldırmayarak Caesar’ın açlıkla mücadele etmesini istemiştir, bunun üzerine Caesar ve kuvvetleri güneye, Teselya’ya(Kuzey Yunanistan) çekildiler. Bunu beklemeyen Pompeius, Caesar’ı takip etme kararı aldı. Senatörlerin, Pompeius’u savaşa ikna etmesi üzerine iki ordu Pharsalos’ta savaştılar, M.Ö. 9 Ağustos 48’de olan bu muharebede 22 bin kişilik Caesar’ın kuvvetleri, 43 bin kişilik Pompeius’un kuvvetlerini yenilgiye uğrattı.
Savaş sonunda alınan esirlere Caesar çok iyi davranıyor senatörleri serbest bıraktırıyor hatta Pompeius’un tarafındaki manevi oğlum dediği M. Lunius Brutus’u affetmiş ve kendi tarafına geçmesine izin vermiştir. Pompeius ve bazı senatörler ise savaş sırasında kaçmayı başarmışlardı. Bu büyük zafer sonunda Caesar ordusunun büyük bir kısmını M. Antonius ile İtalya’ya göndermiş kendisi ise Asia’ya geçerek Pompeius’un kendi yanına çektiği Roma eyaletlerini ikaz ederek kendi tarafına çekmeye çalıştı. Bu sırada Pompeius’un Mısır’a kaçtığını haber aldı. Caesar ve Pompeius’un savaşı böylelikle sonlanmış oluyordu.
Yorum Gönder