Cüsseli köpek sahneye çıkarılırken titriyordu. Ağızlık takılmış Newfoundland cinsi siyah köpeğin ön ve arka bacaklarından iki elektrot sarkıyordu. Kafesin kapısı gıcırdayarak kapandı. Harold P. Brown, bekleyen kalabalığın karşısında kabloları jeneratöre taktı ve güç şalterini çevirdi. Voltaj kadranını çevirmeye başladığında köpek acıyla havlayıp kaskatı kesildi. Doğru akım hayvanın vücudunda dolaşırken, voltajı 1000 volta kadar yükseltti. Jeneratörü kapattığında hayvan hala hayattaydı.
Kabloları çıkarıp salonun önündeki bir başka jeneratöre takarken, "şimdi kendini daha iyi hissedecek" diye açıklama yaptı. Voltaj büyüklüğünü 300 voltluk alternatif akım olarak belirledi. Şalteri çevirdi; köpek aniden kasıldı ve ardından öldü. Bunun üzerine Brown, muzafferane bir şekilde, "alternatif akım yalnızca köpek barınaklarında, mezbahalarda ve devlet hapishanelerinde kullanıma uygundur" dedi.
Sene 1888'di… Akımların Savaşı sürüyor ve Amerikalı mucit bir iddiayı kanıtlamak istiyordu. Ülkenin elektriğe ihtiyacı vardı, ancak elektriğin nasıl dağıtılacağı şiddetli bir tartışma konusuydu. Bu tartışmanın merkezinde dönemin en büyük iki mucidi bulunuyordu: doğru akımı savunan Thomas Edison ve alternatif akımı savunan Nikola Tesla.
Edison, Amerikalı bir mucit ve iş insanıydı.Edison Elektrikli Aydınlatma Şirketi, Amerika Birleşik Devletleri genelinde evleri aydınlatan akımın dağıtımını yapıyordu. Tüm imparatorluğu, doğru akım (tek yönlü elektrik akışı) üzerine kuruluydu. Şirketi, ürettiği doğru akım jeneratörlerini yaygınlaştırmak için çalışıyordu. Bu jeneratörler insanları ışığa kavuşturup, diledikleri kadar müzik dinleyebilmelerini sağlıyordu. Fakat Nikola Tesla'nın aklında başka bir fikir vardı.
Sırp mucit ABD'ye 1884'te geldi ve Edison tarafından işe alındı. Edison Machine Works şirketinde haftada 18 Dolar gibi hatırı sayılır bir ücrete çalışan Tesla, usta mucidin talimatları doğrultusunda elektriği uzun mesafeler boyunca iletmenin daha iyi bir yolunu bulmakla görevlendirilmişti. İnsanların evdeki ampulleri çalıştırabilmek için 100 voltluk elektriğe ihtiyacı vardı. Dolayısıyla, Edison'ın ürettiği elektrik, bu büyüklükte ve sabit olacak şekilde kalın bakır kablolar aracılığıyla iletiliyordu. Fakat elektrik kablolarda iletilirken bir miktar enerji kaybı yaşanıyordu. Evlere yakın yerlerde kurulacak çok sayıda küçük jeneratör sayesinde bu kayıp önlenebilirdi. Ancak bu, masraflı ve külfetli bir çözümdü.
Tesla'nın büyük fikri, elektrik hatlarında alternatif akım kullanmaktı. Elektrik, tek yönlü hareket etmek yerine, saniyede pek çok kez yön değiştirerek ileri ve geri gidecekti. Bu sayede, trafolar (transformatör) kurmaya olanak tanıyacak değişken manyetik alanlar yaratılacaktı. Bu aygıtlar, yani trafolar, voltaj büyüklüğünü istenilen miktarda artırmak ya da azaltmak için kullanılabilirdi. Ana fikir şuydu: Elektrik, uzun mesafeleri yüksek voltajlarda kat edecek, evlere ulaştığında ise voltaj düşürülecekti. Doğru akımla bunu yapmak mümkün değildi.

Bu fikir Edison'ı pek etkilememişti."Tesla'nın görüşleri fevkalade, fakat uygulamaya koymak mümkün değil" diyordu. Edison'a göre alternatif akım tehlikeliydi. Elektrik akımının bu şekilde sürekli yön değiştirmesinin çakışmalara yol açabileceğine inanıyordu. Ayrıca, yüksek voltajlı enerji hatları akla hayale sığmaz şeylerdi. Tüm bunların yanı sıra Edison, yalnızca ABD'de 1000'i aşkın patentli icadı olan üretken bir mucitti. Eğer alternatif akım benimsenirse, insanlar Edison'ın icatlarını kullanamazlardı. Tesla'nın fikirlerini desteklemeyi reddedip, zahmetine karşılık haftalığına 7 Dolar zam yapmayı teklif etti. Ancak çırağı bunu kabul etmeyip çekip gitti.
Edison'ın bu basiretsizliğine çok kızan Tesla, alternatif akımı temel alan buluşunu ABD'de bizzat hayata geçirmek için kolları sıvadı. Tesla iş insanı değildi, sadece mucitti. Zengin bir iş insanı olan ve alternatif akımla daha önce amatör olarak ilgilenen George Westinghouse, Tesla'nın fikirlerini, Edison'ı alaşağı edecek bir yatırıma dönüştürdü. Tesla, 10.000'i nakit, 60.000 dolar, 150 hisse ve Westinghouse'un sattığı her bir elektrik beygir gücü başına 2,5 Dolar karşılığında patentlerini Westinghouse'a satti.

Savaş başlamıştı…
Westinghouse Elektrik, ABD genelinde, Edison'ın jeneratõrlerinin ulaşamayacağı bölgelere ulaşan jeneratörler kurmaya başladı ve Edison'un müşterilerini kapmak için fiyat kırdı, Edison'un işleri tehdit altındaydı. Üstüne üstlük, buluşları rakipleri tarafından kullanılıyordu. Burnundan soluyarak, "ne olursa olsun, böyle bir sistemi hayata geçirmesinden sonraki altı ay içerisinde Westinghouse bir müşterisinin ölümüne sebep olacak" diyordu.
Edison'un Şirketi, 1888'de gazetecilere alternatif akımın tehlikelerini ayrıntılarıyla anlatan bir mektup gönderdi. Bir yandan da ortağı Harold P. Brown, hayvanlar elektrikle öldürdüğü korkunç kamuoyu kampanyasını başlattı, İlk köpeğin ölümünün ardından, bu sapkın şovunu New York genelinde sergilemeye başladı ve sahipsiz hayvanlar dehşetle izleyen gazetecilerin karşısında öldürerek, alternatif akımın kamu güvenliği adına tehdit oluşturduğunu ileri sürdü.

Bu arada, Tesla da kendi gösterilerini düzenleyerek ayrıntılı açıklamalar sunuyordu. Bir gösterisinde, vücudundan 250.000 voltluk geçmesine izin vererek izleyenleri şaşkına çevirdi ve şunu söyledi: "Sizi çarpan şey elektriğin voltajıdır, öldüren ise akım şiddetidir. "
İki taraf arasındaki ilişkiler zamanla daha da kötüye gitti ve kamuya açık yürütülen rekabet iyiden iyiye kızıştı. 1889'da, "elektrik kablosu paniği" ortaya çıktı. Alternatif akım güç kablolarını döşeyen çok sayıda işçinin kablolar üzerinde çalışırken ölmesi, bu yüksek voltajlı hatların çekilmesi konusunda kamusal bir endişe yarattı. Edison, ölümlerden rakibini sorumlu tuttu.
Savaş kızıştıkça olaylar çığırından çıkmak üzereydi. New York'ta yaşayan William Kemmler, bir öfke krizi anında sevgilisini baltayla öldürmüş ve idama mahkum edilmişti. 1890'da idam cezasının infaz edilmesini bekliyordu. Asarak gerçekleştirilen farklı infazlarda yaşanan bir dizi başarısızlığın ardından, Edison'dan suçlular idam etmek için daha insani bir yöntem önermesi istendi. Aslında prensip olarak ölüm cezasına karşı olan Edison, rakibini zor durumda bırakacağını düşünerek bir öneride bulundu. Alternatif akımın tehlikeli olduğundan o kadar emindi ki infaz için Westinghouse jeneratörlerini önerdi.

Westinghouse, bu fikre şiddetle karşı çıktı. Bunun hiç de gereği olmayan bir gaddarlık olacağını ileri sürerek, avukatlarını Kemmler'in hayatı için temyize başvurmakla görevlendirdi ve bu amaç uğruna 100.000 Dolar harcadı. Şirketinin, "infazcının akımı" lakabıyla anılmasını istemiyordu. Edison, Westinghouse'u şirketinin çıkarlarını kurbanın iyiliğinden üstün tutmakla suçlayarak yanıt verdi ve alternatif akımın hızlı ve etkili bir infaz yöntemi olabileceğini öne sürdü.
Edison'un şirketi rakibinin arkasından iş çevirerek, elektrikli sandalyeyi besleyecek ikinci el bir Westinghouse jeneratõrünün tedarik edilmesini sağladı. Ancak infaz beklendiği gibi gitmedi. Sandalyeye bağlandıktan sonra 17 saniye boyunca vücuduna 1.300 voltluk elektrik verildi ama Kemmler ölmedi. Bilinci tekrar yerine geldiğinde ve giysileri alev aldığında infazı seyredenler çığlık atmaya başladı. Kemmler'in vücudunun mücadeleyi bırakması için dört dakika boyunca 2.000 voltluk elektrik verilmesi gerekmişti. Tüyler ürpertici bir gösteri olmuştu. Westinghouse, "bir balta kullanmış olsalar çok daha iyi olurdu" dedi.
Edison artık yarıştan çekilmişti. Edison'un şirketi de Thomson-Houston tarafından satın alınıp, General Electnic'e dönüştürülmüştü. Bu satın almayla birlikte, patentlerinden ve rekabetteki rolünden de vazgeçmiş oldu. Edison'ın yokluğunda, tüm tartışmalara son verecek olay yaklaşmaktaydı ve bu olay doğru akım imparatorluğunun tabutuna çakılan son çivi olacaktı.

Kristof Kolomb'un Amerika'ya varışının 400. yıldönümü şerefine Kolomb Dünya Fuarı düzenlenecekti. 27 milyon kişinin katılması beklenen etkinlikte aydınlatmaya ihtiyaç duyuluyordu. General Electric, fuar aydınlatmak için 554.000 Dolarlık bir teklifte bulundu. Fakat Westinghouse fiyat kırarak aydınlatma işini yalnızca 339.000 Dolara yapacağını vadetti. General Electric'in yeterli gücü iletebilmesi için yığınlarca bakır tele ihtiyacı vardı. Buna karşın, Tesla'nın alternatif akımı aynı hizmeti çok daha az maliyetle sunmaya imkân veriyordu.
Fuar ışıl ışıl parladı. Bu sayede, alternatif akıma olan talep çığ gibi büyüdü. Yoğun su akışından faydalanarak hidroelektrik enerji üretebilmesi için Westinghouse'un Niagara şelalesine erişimine büyük bir memnuniyetle izin verildi. General Electric bile alternatif akımı kullanmaya başladı. Savaş bitti ve Tesla'nın bulunduğu taraf kazandı.
Bu hikâyede Edison sıklıkla kötü adam olarak tasvir ediliyor, ancak savaş bilim insanlarının kontrolünden çıkmıştı. Edison ve Tesla'nın fikirleri birbirinden farklı olsa da, asıl çatışma, George Westinghouse'un, Harold P. Brown'un ve rekabet halindeki elektrik şirketlerinin başını çektiği ölümcül ticari savaştı.
Edison, olaylar durulduktan sonra Tesla'nın bir konuşmasını dinlemeye gitti. Eski çırağı Edison'ı fark ettiğinde, izleyicilerden onu alkışlamalarını rica etti. Tüm farklılıklarına rağmen Tesla, Edison'a büyük bir hayranlık duyuyordu. Bir konuşmasında şöyle demişti:
"Edison'un üzerimde bıraktığı etki olağanüstüydü. Hiçbir eğitim almadan her şeyi kendi başına başarmış sıra dışı bir adam olduğunu biliyorum.
Yorum Gönder