Jeanne d'Arc (1412 - 1431)

Jeanne d'Arc, henüz kadının adının geçmediği 15. yüzyılın Fransa'sında pek çok savaştan daha önemli bir iz bırakmıştır. Bir çiftçi olan Jeanne d'Arc, 10 yaşlarındayken bazı ilahi sezgileri olduğunu iddia etmiştir. İngiltere'ye karşı savaşan (Yüzyıl Savaşları) Fransa'ya liderlik edebileceğine inanan Jeanne d'Arc ilahi gücü ve Fransız ordusunun liderliği konusunda Kral VII. Charles'ı da ikna etmeyi başarmıştır. 1429'da VII. Charles'ın izniyle Orléans Kuşatması'na katılan Jeanne d'Arc burada önemli bir başarı elde etmiş bu başarısından sonra da Fransa adına kendisini göstermiştir. Jeanne d'Arc 1431 yılında İngiltere yanlıları tarafından yakalanarak cadılık ve sapkınlık suçlamasıyla yakılarak öldürülmüştür. Henüz 19 yaşındayken öldürülen Jeanne d'Arc zekasıyla ve askeri başarılarıyla Fransa'nın en önemli azizelerinden biri olmuştur ve dünya tarihinin önemli kadın devrimcileri arasına adını yazdırmıştır.
William Wallace (1270 - 1305)

William Wallace, İngiltere Kralı I. Edward'a karşı başlatılan isyanın öncüsü olarak İskoçların bağımsızlığı için mücadele etmiştir. İngiltere'nin İskoçya'daki hakimiyetine sor vermek için savaşan ve Stirling Köprüsü Savaşı'nda İngilizleri bozguna uğratan William Wallace, bu savaştan sonra "İskoçya'nın koruyucusu ve ordularının lideri" olarak anılmaya başlamıştır. İngilizlerle olan mücadelesine devam eden William Wallace, 1298'deki Falkirk Savaşı'nda İngiliz Kralı Edward'la anlaşan İskoç şövalyelerinin ihanetine uğramıştır ve savaşı kaybetmiştir. Bu olaydan sonra uzun bir süre kaçak hayatı yaşayan William Wallace bizzat İskoç şövalyeleri tarafından yakalanmış ve İngiliz askerlerine teslim edilmiştir. Kralın karşısında mahkemeye çıkarılan Wallace bütün işkencelere rağmen af dilememekte ısrar etmiştir. Bunun sonucunda kafası kesilerek öldürülmüş ve vücudu 4 parçaya ayrılarak İngiltere'nin farklı yerlerinde sergilenmiştir. William Wallace'ın sergilediği kahramanca tavrı onu İskoçların sembol ismi haline getirmiş ve tarihteki önemli devrimciler arasına adını yazdırmıştır. Birçok kültür-sanat eserinde William Wallace'ın kahramanlıklarına yer verilmiştir. 1995 yapımlı Braveheart (Cesur Yürek) filmi de bunlardan bir tanesidir.
Mahatma Gandi (1869 - 1948)

Mahatma (Büyük Ruh) Gandi, Hindistan'a bağımsızlığını kazandırmakla kalmamış bunu da tek bir damla kan dökmeden gerçekleştirmişti. Genç bir avukat olan Gandi, Güney Afrika'daki Hintli göçmenlerin haklarını savunmak için mücadele vermişti. Bu mücadeleyi de şiddet içermeyen protesto yöntemiyle gerçekleştirmişti. Prostestolar Satyagraha'da oldukça başarılı olmuş, Gandi 1914'te Hindistan'a döndükten sonra da İngiliz hakimiyetine son verilmesi için pasif direniş çağrısı yapmıştı. Bu çağrısıyla geniş kitlelerin desteğini alan Gandi, halk arasında önemli bir yere sahip olsa da 1930'lara gelindiğinde Hindistan'da yaşayan Müslümanlarla Hindular arasındaki tartışmalar onu ümitsizliğe sürüklemişti. Taraflar arasında yaşanan bu sıkıntılar Gandi'nin mücadele gücünü de azalmıştı ve bağımsızlık kazanıldığında ülkenin Hindistan ve Pakistan olmak üzere ikiye bölünmesini kaçınılmaz kılmıştı. Gandi'nin bağımsızlık mücadelesi yolunda sergilediği, şiddeti yok sayan barışçıl protesto yöntemi onun en barışçıl liderler arasında anılmasına neden olmuş ve tarihteki önemli devrimcilerinden biri olmasını sağlamıştır.
Ernesto Che Guevara (1928 - 1967)

Arjantinli bir doktor olan Che Guevara (Ernesto Guevara la Serna), Tıp eğitimi alırken birçok ülkeyi gezmiş ve Latin Amerika'da büyük bir yolsuzluğa ve sefalete bizzat şahit olmuştur. Bu bölgelerdeki yoksulluğu ve eşitsizliği ortadan kaldırmak için bir devrime ihtiyaç duyulduğunu düşünen Che Guevara, Marksizmle ilgilenmeye başlamış ve Bir Latin ülkesi olan Guatemala’nın sosyal devrimine katılmıştır. Yoksulluğu ve eşitsizliğin çaresi olarak komünizmi düşünen Che Guevara 1955'te Castro kardeşlerle tanışmış onlarla tanıştıktan dört yıl sonra da, Fidel Castro'yla birlikte Amerika'nın desteklediği Küba diktatörü Fulgencio Batista'yı devirmişlerdir. Devrimden sonra bir süre Küba'nın yönetim organlarında görev alan Che, Küba'yla benzer problemleri yaşayan diğer Latin Amerika ülkeleri ve bazı Afrika ülkelerinde de devrime öncülük etmek üzere Castro kardeşlerle yollarını ayırmıştır. önce Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne daha sonra da Bolivya'ya giden Che Guevara, 1967 yılında CIA ve Amerikan Ordusu Özel Harekat Birlikleri'nin ortak operasyonu sonucunda yakalanmış ve öldürülmüştür. Purosu ve şapkasıyla bir ikon haline gelen Che, sosyalist devrimci hareketlerin önemli bir sembolü olmuş ve dünya tarihinin en bilinen devrimcileri arasına adını yazdırmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk (1881 - 1938)

Henüz Harp Akademisi öğrencisiyken mutlakıyet rejimine karşı çıkarak anayasal monarşiyi savunan Mustafa Kemal Atatürk, bu amaç için okulda gizli bir gazete çıkarmış ancak yakalanmıştır. Suriye'ye sürgün edilen Mustafa Kemal, Osmanlı Komutanı olarak birçok savaş kazanmış bu savaşlarda da (başta Çanakkale Savaşı olmak üzere) askeri dehasını sergilemiştir. Savaşlarda elde ettiği başarılarının yanında önemli bir entelektüel de olan Mustafa Kemal, yalnızca başarılı bir komutan değil, aynı zamanda başarılı bir politikacı olduğunu da kanıtlamıştır. Anadolu'yu da arkasına alarak; Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı yenilgisi sonucunda İtilaf Devletleri'nin kontrolüne geçen İstanbul hükümetine karşı bir direniş başlatan Mustafa Kemal Atatürk, milletin bağımsızlığını kazandığı Kurtuluş Savaşı'nın öncüsü olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasının hemen ardından birçok devrime imza atan Mustafa Kemal Atatürk, saltanat rejimine son vermiş ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Mücadeleyle geçen bir ömür ardından 10 Kasım 1938'de hayata veda eden Mustafa Kemal Atatürk sadece kendi ülkesinin değil, uluslararası camianın da saygısını kazanan bir devrimci olarak adını dünya tarihine yazdırmıştır.
Yorum Gönder